Homeopatik ilaçların yapısı ve etkisi yıllardır tartışılmaktadır. Kuşkusuz bu ilaçlar, Allopatik tıbbın kullandığı, yüksek dozda etken madde taşıyan ve semptomları baskılama esasına dayanan ilaçlarla mukayese edilemez. Homeopatik ilaçlar farklıdır…
Her şeyden önce, Homeopatik ilaçlarda ana maddeden geriye hiçbir kimyasal özellik kalmaz. Potansiyelizasyon ve süksisyon dediğimiz çalkalama işlemlerinin sonucunda ana maddenin enerjik karakteristikleri çözeltinin yapısına nakşolur. Bu değişim televizyon görüntülerinin elektromanyetik sinyallerle aktarılmasına benzetilebilir. Homeopatik ilaçların her birinin kendine özgü bir elektro kimyasal enerjisi ve elektromanyetik dalgaboyu vardır. Hücre içine girdiğinde tüm vücudun kantitav (niceliksel) ve kalitativ (niteliksel) informasyonuyla iletişime geçer.
Şekilde gördüğünüz A ve B diyagramları, vücudun hiyerarşik seviyelerindeki fraktal hareketlerini temsil ederler. Bu hiyerarşik düzeyler; Atom altı boyuttan moleküler, hücresel ve organsal boyuta, sisteme ve tüm organizmaya doğrudur.
A Diyagramı organizmadaki yapıların normal hareketini gösterir. B Diyagramı ise belli bir seviyedeki en küçük değişimin diğer tüm seviyeleri nasıl etkilemekte olduğunu temsil eder. Şekilde görüleceği gibi, atom altı boyutta başlayan değişim süreci diğer hiyerarşik seviyelerde artarak devam eder. Bu küçük değişimin merkezi ise homeopatik ilacın hedefidir. Homeopatik ilaçlar yaşam enerjisini harekete geçiren ve zihinsel-duygusal-fiziksel mekanizmalara etki eden bir sinyal gibi hareket eder.